sessizliğin yankısı 2

Bu satırları sana asla gönderemeyeceğimi bilerek yazıyorum. Belki de bu mektup, içimde sakladığım binlerce sözcüğün ve söylemekten korktuğum hislerin sığınağı olacak. Seni sevmek, sanki içimde büyüyen bir sır gibi. Gözlerine her baktığımda kalbimde çiçekler açıyor ama aynı anda o çiçekler, senin habersizliğinle soluyor.

Sana bakmak, güneşi bulutların arasından izlemek gibi; dokunamamak ama yine de içimi ısıtan o ışığı hissetmek… Tarifi gerçekten çok zor. Varlığın, kalbimde yankılanan bir melodi gibi; ne kadar uzak olursan ol, her notasında seni duyuyorum.

Seni sevmek bazen güç veriyor bana. Bilmediğin bir aşka tutunarak güç bulmak ne garip, değil mi? Sadece birkaç saniyelik bakışmalarımızı hayal etmek, benim için bütün bir günü aydınlatmaya yetiyor. Orada olmamana rağmen.

Ama aynı zamanda seni sevmek, içimde kocaman bir boşluk da yaratıyor. Söyleyemediklerimin ağırlığı, kelimelere dökemediğim hislerin ezikliği…

Yanında olup da aslında çok uzakta kalmak, gözlerinin içine bakarken bile seni asla tam anlamıyla elde edemeyeceğimi bilmek… Bazen kelimeler hiçbir şeyi anlatmaya yetmiyor. Ve bu gerçekten çok acı.

Biliyorum, belki de bu hisler sadece benim dünyamda anlam buluyor. Senin için sıradan bir gün olan bir an, benim için kalbimi yerle bir eden bir hatıra olabiliyor. Hoş ki sen varlığımdan bile haberdar değilsin.

Belki hiç öğrenmeyeceksin bu aşkı. Belki de bilsen bile değişmeyecek hiçbir şey. Ama yine de bilmeni isterdim; seni sevmek, bana kendimi buldurdu. Ve bunun için sana minnettarım.

Sen benim ilham perimsin.

Sen benim ulaşamadığım, en güzel yarım kalışım oldun. Seni uzaktan sevmenin acısını bile seviyorumdur belki de. Sadece bil ki, bir yerde biri seni gözleriyle, kalbiyle, ruhuyla çok seviyor.

Sevgilerimle,

Bir gün cesaret edebilirse adını söyleyecek olan kadın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sen ve Ben

sessizliğin yankısı

tanıtım